Konya ovasında yaÅŸayan Mançozade adlı büyük bir aile, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u alması ile birlikte Rumeliye göç etmiÅŸÂ ve Selanik’e yerleÅŸmiÅŸtir.
Birinci Dünya Savaşına kadar Selanik’de yaÅŸayan Mançozade ailesi, savaşın hayat koÅŸullarını güçleÅŸtirmesi nedeniyle tekrar İstanbul’a göç etmiÅŸtir. Mançozade’lerden Mehmet Abdi bey İstanbul’da bir konaÄŸa yerleÅŸmiÅŸ ve arkadaşının kızkardeÅŸi olan Nimet hanımla evlenmiÅŸtir. Yıllar sonra Nimet hanım Barış Manço’nun “Gülpembe” ÅŸarkısının ilham kaynağı olacaktır. Cumhuriyet devrimlerini yaÅŸayan aile soyadı kanunu ile birlikte Mançozade olan aile adlarını deÄŸiÅŸtirerek Manço soyadını alırlar. Abdi bey ile Nimet hanımın oÄŸlu Hakkı bey, Rikkat Uyanık ile evlenir. Hakkı bey ile Rikkat hanımın ikinci çocuÄŸu 2 Ocak 1943 yılında doÄŸan Mehmet Barış Manço dur.
Â
Barış Manço, Oktay Manço, SavaÅŸ Manço ve İnci Manço ile birlikte 4 kardeÅŸtiler.2.Dünya savaşının sonlarında doÄŸan Barış Manço, ailesinin savaşın bitmesine duyduÄŸu özlem nedeniyle “Barış ” ismini seçtiklerini söylemektedir. Döneminin Türk Sanat MüziÄŸi sanatçısı olan Rikkat hanımla, Hakkı bey Barış 3 yaşındayken ayrılırlar. Babasının yanında büyüyen Barış Manço’nun çocukluÄŸu Kadıköy’de geçmiÅŸtir. İlkokulu Gazi Mustafa Kemal ilkokulunda tamamlamış, daha sonra Galatasaray Lisesine devam etmiÅŸtir. 10. sınıfdayken babasını kaybeden Barış Manço, Galatasaray Lisesinden ayrılarak ÅžiÅŸli Terakki Lisesine gitmiÅŸ ve oradan mezun olmuÅŸtur. Aileden gelen yetenekle 2 yaşından itibaren ÅŸarkı söylemeye ve Ortaokul 2. sınıf öğrencisiyken de amatör olarak müzikle uÄŸraÅŸmaya baÅŸlamıştır.
Â
Liseyi bitirince 20 Eylül 1963 yılında önce Paris’e oradanda Belçikaya aÄŸabeyi SavaÅŸ Manço’nun yanına gider. Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisinde resim, grafik ve iç mimari okur. Lisede çok baÅŸarılı olmayan hatta müzik ve coÄŸrafyadan ikmale kalan Barış Manço, bu okuldan çok iyi derece ile, okul birincisi olarak mezun olmuÅŸtur. Galatasaray Lisesinde baÅŸlayan müzik hayatı, Belçikada da devam etti. 1969 yıllarında yurda döndüğünde DaÄŸlar DaÄŸlar ÅŸarkısını yaptı. Bu ÅŸarkı onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Aynı yıllarda görüntüsü deÄŸiÅŸmekte, müziÄŸi ve kıyafetleri ile bir ekol oluÅŸturmaktadır.
Â
Barış Manço insan iliÅŸkileri konusunda çok iyidir. BaÄŸlantı kuramayacağı hiçbir canlı yok denebilir. Zaten daha sonraki yıllarda da yaptığı bir röportajında ” Kendimi, toplumla diyalog kuran bir iletiÅŸim aracı olarak görüyorum” diyecektir. 1971 yılında askerlik yılları baÅŸlayacaktır. Askerdeki ilk ayları, hem ani olarak askere alınması, hem de diplomasına raÄŸmen üniversite mezun olmasının tartışılması ve de saçlarının kesilmesi gerektiÄŸi nedeniyle çok keyifli baÅŸlamadı. AskerliÄŸini Polatlıda Topçu asteÄŸmen olarak yaptı. AskerliÄŸin son ayları ise güzel dostluklar ve askeriye de bir dizi konserlerle üretken bir hale dönüştü. Askerlikten sonra yine bir dönem Belçika günleri araya girmektedir. Barış Manço, sıra dışı kıyafetleri, takıları, enterasan el hareketleri ve şarkılarına çektiÄŸi klipler ile bizleri ÅŸaşırtmayı sürdürmeye devam eder. Sanatçının görevinin biraz da ÅŸaşırtıcı ÅŸeyler yapmak olduÄŸuna inanmıştı. Yıllar geçtikçe bu davranış ve biçimlerin onun özgün kiÅŸiliÄŸi olduÄŸunu daha iyi anlayacaktık.
Â
18 temmuz 1978 yılında Kadıköy evlendirme dairesinde Lale Manço ile evlendi. Bu konuda da topluma örnek olmayı baÅŸaran Barış Manço, evliliÄŸinde de İstanbul geleneÄŸini sürdürdü. Bu evliliÄŸi, Lale Manço da 1998 yılında yaptığı bir röportajda ” Barış içinde 23 yıl” diye tanımlıyor. Evdeki birliktelikleri, iÅŸ hayatında da devam eder, Lale Manço, televizyon programlarına yönetmen ve yapımcı olarak imzasını atar. Bu beraberliÄŸe oÄŸulları 19 Mayıs 1981 yılında DoÄŸukan Hazar, 24 Temmuz 1984 yılında Batıkan Zorbey katılır. Dünya çocuklarının Barış abisi, kendi çocuklarıyla da iyi arkadaÅŸ olduÄŸunu söylemektedir. YoÄŸun iÅŸ programı çocuklarını ihmal etmesine asla neden olmamıştır. Çocukları için en büyük öğüdü, yaptıkları iÅŸin en iyisini severek yapmaları gerektiÄŸidir. Çocukları için tek kaygısının adam gibi adam olsunlar diye dile getiriyor ve hangi meslek olursa, tornacı bile olabilirler ama kendi deyimiyle onlar için “DoÄŸukan usta, öyle bir vida sıkar ki baÅŸka türlü sıkar” denmesini arzu ettiÄŸini söylemektedir. DoÄŸu ile batının sentezini yapmıştı. Ona göre, doÄŸunun herÅŸeyi kötü, batının herÅŸeyi iyi doÄŸru bir kavram deÄŸildir. OÄŸullarına da DoÄŸukan ve Batıkan isimlerini koyması doÄŸu ve batının barış içinde olması dileÄŸinden kaynaklanmaktadır.
Â
Barış Manço’ya göre Türkiyenin de bulunduÄŸu konumun kesin bir sınırlaması yoktur. Türkiye, doÄŸudan bakıldığı zaman batıda, batıdan bakıldığı zaman da doÄŸudadır. Bu konudaki duygularını ise, Japonya konserinde 20.000 Japon’un Türk bayrağı çıkartıp sallamasından televizyon başındaki 60 milyon insanın gözyaÅŸları içinde izlemesi gibi heyecanlandığını ve gurur duyması ile ifade ediyor. Barış Manço yabancı ülkelerdeki çalışmaları için yaptığı deÄŸerlendirmede “Japonlar beni sahiplendiler, milyonlarca Japon konserlerime geliyor, CD’lerimi alıyor, Japonlar bende doÄŸru birÅŸeyler buluyor. Åžarkılarımı didik didik inceliyorlar, onlardan konferanslar hazırlayıp televizyon programları yapıyorlar. Türkiyede bunun onda biri yapılmadı. Belçikada ise, onların ülkelerini tanıttığım için Liege PrensliÄŸi onur ödülü verdiler. Törene limuzin ve dört eskort ile gittik. Belçikanın en büyük gazetesi birinci sayfada yarım sayfa ayırdılar. Türkiyede 40 yıllık sanat hayatımda baÅŸ sayfaya çıkamadım” gibi serzeniÅŸte bulundu. Ne yazık ki yıllar sonra baÅŸ sayfada bulunma nedenin “ölüm” olması çok hüzünlü idi. Önemli olmaktan çok deÄŸerli olmayı tercih ettiÄŸini söyleyen Barış Manço, duygusallığını seçtiÄŸi bir yaÅŸam biçimi olduÄŸunu vurgularken, kendi deyimiyle kuzey kutbunu da asla kaybetmediÄŸini de sözlerine ekliyor. Rus romantikleriklerinden, Korsakof, Musolski ve Çaykoski den etkilenerek, evinin dekorasyonunda da romantik çağı, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyılın başını yansıtan tarzı tercih etmiÅŸti. Türkiyedeki en uzun ve baÅŸarılı televizyon programlarını yaptı. 200′ ün üstünde ÅŸarkısı ona 12 altın, platin albüm/kaset ödülü kazandırdı. Åžarkılarının bir bölümü Yunanca, Bulgarca, Arapça, Farsça, Japonca, İbranice, Fransızca, İngilizce ve Flemenkçeye çevrildi. Her ülkede ÅŸarkıları çok sevildi. Kongo’daki 12-13 bin kiÅŸinin katıldığı konserde “Domates Biber Patlıcan” ı söylerken, Kongoluların koro halinde şarkıya eÅŸlik etmeleri ÅŸarkının evrenselliÄŸi hakkında bilgi vermektedir. Bu konuya baÅŸka bir örnekte Mısır da yaÅŸanmıştı. Barış Manço, Mısır Televizyonunda canlı yayında DaÄŸlar DaÄŸlar’ı Arapça söylemiÅŸti, bu programın sonunda Mısırlılar sokaÄŸa döküldüğü gibi, program da defalarca tekrarlanmıştı. En büyük arzusunun ansiklopediler de yer almak olduÄŸunu söyleyen ve Barış Manço müzesi kurmak isteyen Manço, ” 20. yüzyılda yaÅŸamış, o yüzyıla damgasını vurmaya çalışan bir Türküm, 20. yüzyılın Türk MüziÄŸini yapıyorum” demektedir. Müzik ve televizyon hayatında sayısız ödüller alan Barış Manço 1991 yılında devlet sanatçısı ünvanı, yine aynı yıl Hacettepe Üniversitesi onursal doktora ünvanı, Uluslararası Teknoloji Ödülü, Japonya; Uluslararası Kültür ve Barış ödülü, Belçika Krallığı; Leopold II şövalyesi niÅŸanı, Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi niÅŸanı, Türkmenistan CumhurbaÅŸkanlığı; Türkmen VatandaÅŸlığı ödülleri kazanmıştır.